Çevrenin elektrokimyasal etkisiyle oluşan malzeme tahribatına korozyon denir.Bilhassa metallerde çok önemli sorun yaratan bu olay büyük ekonomik kayıplara yol açar. Oldukça karışık olan korozyon olayını tam önlemek olanaksızdır. Bununla birlikte yakından tanımak, bağlı olduğu kuralları bilmek yapacağı zararları en aza indirmek yönünden alınacak önlemleri saptamada çok faydalı olmaktadır.
Korozyon genellikle iki türdür. Birincisi kimyasal eriyiklerin oluşturduğu doğrudan korozyon diğeri çevre koşullarının meydana getirdiği elektrokimyasal korozyondur. Sonuncusu herhangi bir özel eriyiğe gerek kalmadan sürekli oluşur. Bunun en ilginç örneği havanın rutubeti ve oksijeni etkisinde oluşan demirin korozyonu, diğer bir deyimle paslanmasıdır. Üstüne mekanik özellikleri sebebiyle endüstrinin en değerli ve en çok kullanılan malzemesi olan çelik açık havada korumasız halde bırakılacak olursa zamanla paslanarak yok olur.
Metaller doğada oksitler, karbonatlar, sülfatlar ve silikatlar olmak üzere genellikle iyonsal bileşikler halinde bulunurlar. Bu bileşiklerin enerjileri düşük olduğu için kararlı yapıdadırlar. Daha sonra bu bileşiklerin arıtılması sonucu elde edilen Fe, Al, Cu, Ni ve Cr gibi metallerin bağlı olarak enerjileri daha yüksektir, uygun şartlarda bileşiğe dönüşerek enerjilerini azaltıp kararlı yapı oluşturma eğilimi gösterirler. Gerçekte korozyon ürünleri ana metalden ayrılan birer bileşik niteliğindedir. Bu bileşikler sürekli oluştuğu taktirde metaller tamamen doğadaki ilk hallerine dönerler.
Seramikler ve polimerler kuvvetli bağlara sahip ve serbest elektron içermiyen bileşikler olduğundan bunlarda elektrokimyasal korozyon oluşmaz. Ancak eriyiklerin türüne ve sıcaklığa bağlı olarak doğrudan korozyona maruz kalabilirler. Asitlerin seramiklerde ve solventlerin polimerlerde tahribat örnek olarak gösterilebilir.
Uygulamada gözlenen korozyonların büyük bir çoğunluğu elektrokimyasal türdedir.